İlim Şehrinin Kapısı Hz. Ali (r.a)

Mekke’de dogdu. Ismini bizzat Resulullah (a.s.m.) koydu.Bes yasindan itibaren Hz. Peygamber’in terbiyesinde yetisti.Henüz on yasindayken Islâmla sereflendi. Hz. Hatice’den (r.anha) hemen sonra Müslüman olmakla ilklerin ilkleri arasina girdi. Bu yüzden ona “Kerremallâhu vecheh” denildi.Bir cesaret ve kahramanlik timsali oldu. Hicret gecesi Resulullah’in hayatina kastedenlere karsi hayatini koydu, Efendimiz’in yatagina yatti.622 yilinda Medine’ye hicret etti. Iki yil sonra Hz. Fatima (r.anha) ile evlendi. Iki Cihan Serveri’nin damadi oldu.O, iyi kiliç kullanan bir cengâver, Islam’i iyi bilen ve yasayan samimî bir Müslüman’di. Hayattayken Cennetle müjdelendi.Savaslarda Hz. Peygamber’in sancaktariydi, antlasmalarda katibi.“Esedüllâhi’l-Gâlib”, “el-Murtaza” ve “Ebu Türab” unvanlariyla anildi.Efendimiz ona olan sevgisini hep dile getirdi. “Ben ilim sehriyim, Ali de onun kapisidir” buyurdu. “O Allah’i ve Resulü’nü çok sever, Allah ve Resulü de onu çok sever” diyerek muhabbetini dile getirdi.Resulullah’in vefatindan sonra görev yapan Dört Rasit Halife’nin sonuncusu oldu. Kisa süren halifeligi döneminde, ortaligi kasip kavuran fitne atesini söndürmeye çalisti. Bir Harici suikastçi tarafindan yaralandi ve “Sehidlerin Efendisi” oldu.Hz. Ali’nin tüm hayatinin ana kaynaklara inilerek, genis ve büyük bir titizlikle yürütülen arastirmalarinin güzel bir meyvesi olan elinizdeki kitapta Haydar-i Kerrâr’in hayatini sade ve akici bir üslupla okuyacaksiniz.